Herkese selam.
Çok uzun zamandan beri (en son sanırım şubatta yazmışım) buraya yazı yazmıyorum. Nedeni ise,şu lanet olası YGS LYS sınavları. Bugün itibariyle atlattım. Artı,ICF'yle bağım kopuktu bilindiği gibi. Bu nedenle buraya yazmak pek anlamsız gelirdi.
Bu sene mezun statüsünde 2'nci kez şansımı denedim illet sınavlarda. Dışardan iş basit görünse de zor ve meşakatli bir iş. Güçlü kalmalısın ki kazanasın. (Bu yüzden bu yazının başlığını "Güçlü Kal" yaptım. Artı bir sebebi daha var yazının ilerleyen bölümlerinde)
Sevdiğim pek çok faaliyetten mahrum kaldım. Ancak önde koskocaman bir yaz var ve bu açığımı kapatabilirim. Elimde pek çok proje var,özellikle internete dair. Zamanla bu projelerimi burdan duyuracağım.
Peki bakalım,hayatımda neler değişti. Benim yaşım 19. Artık genç yetişkinlik evresine hafiften adım atıyoruz. Bu da kültürlü bir insan olmayı gerektiriyor. Kültür yönünden pek çok şey kazandım. Pek çok beceri kazandım. Soulundan clubuna geniş bir yabancı müzik arşivim oldu. Bu dönemde hayatıma giren ve aklımda kalan seslerden birinin de adını versem yeridir: Demi Lovato. (en son bölümde genişçe yer vereceğim) Dershanemde farklı farklı insanlar tanıdım diye de bitirirsem yeridir.
ICF'yi unuttun mu diye sorarsanız şöyle izah edeyim: 2011'den beri hiç oyuna girmiyorum hem 1'e hem de 2'ye erişimim olmasına rağmen. Oyunla ilgili haberleri de forumdan ve sosyal medyadan alıyorum. En sonki icraat,ICF'deki oyuncuların cezalarının 1 defaya mahsus affıydı. (Tabii bu v1 için geçerli) İlk başta esprili bir dille yazılan mesaj şaşırtsa bile,ICF'nin bu hamlesi şaşırttı.
Aylar önce bu sayfadan duyurduğumuz Joygame etkisi henüz oyunda kendini hissettirmedi. Onun yerine ise,oyundaki game master takımının devamla sürdürdüğü turnuva ve forum yarışmalarından oluşan etkinlikler serisi var. Game Master ekibinin çoğu değişti (Sanırım tek kalan R.Carlos) ve oyunun işleyişini denetleme görevleri devam ediyor. Onun dışında yine eski nesil (hem vipler hem de bizim içinde olduğumuz 2'nci nesil) ortada yok,oyun nesil atlamış.
ICF 2 halen açık betada ve oyun 2 serverla devam ediyor. Fazla bir ilerleme yok gibi. Herkes birbirini suçluyor. v1'de ise takım ligi vs. buglardan şikayetçi olanlar çok.
Geri döner misin diye sorarsanız,Geri dönmek için uygun ortam yok ne yazık ki.
Sitenin Son Durumu !
Siteye gelirsek,birkaç resim kırılmış,düzeltilir. Artı sol taraftaki flash menüyü elden geçireceğim. Sitenin bir backupunu Wordpress'teki sunucuya yükleyeceğim. Bu aşamalar sosyal medya hesaplarından paylaşılacaktır,takipte kalın.
Futbol Gündemi !
Şimdi gerçek hayata geri dönelim,bu kadar özetlediğimiz yetti ICF'yi. Acısıyla tatlısıyla sezonlar bitti,futbol tatilde. Spor Toto Süper Lig'in 2012-13 sezonunu geçen sene olduğu gibi Galatasaray şampiyon tamamladı. Taraftarı olduğum kulüp Galatasaray,bu sene hem CL'de hem de lig başarısıyla ayriyetten de Sneijder ve Drogba gibi ses getiren transferleriyle adından söz ettirdi. Bu başarının mimarlarına burdan selam olsun.
Ayrıca büyük avrupa liglerinin özetlerini geçersek,İspanya'da Barça,İtalya'da Juve,İngiltere'de ManU,Almanya'da da B.Münih kupa kaldıran isimler oldu. İki Alman ekibin kapıştığı CL finalini B.Münih,EL kupasını da Chelsea kazandı. Geçtiğimiz seneden çekişmeli bir futbol sezonu oldu. Heyecan şimdi Konfederasyonlar Kupası ve U20 Dünya Kupası'yla devam ediyor.
Seneye 2014 Dünya Kupası var. Ancak biz bu TFF zihniyetiyle yönetildiğimiz sürece anca ekran başında boş boş izleyeceğiz. TFF demişken,Y.D önderliğindeki federasyon maalesef futbolumuzu anlamsız icraatleriyle katletmeye devam ediyor. Aklı başında her sporsever bundan öyle şikayetçi ki. Yok yabancı sınırı,yok şike,yok bilmemne. Allahından bul Y.D !!!
#DirenGeziParkı !
Ülke gündeminde ise Gezi Parkı olayları ülke gündeminde yer tutuyor. Birleşmez denen takımlar bile bu olaylar sayesinde el ele verdiler,hatta Süper Kupadan başlamak suretiyle sporda kardeşlik ortamının sağlanacağına dair işaretler var. Biliyorsunuz STSL'nin son haftalarına yok bıçakmış yok selam polemiğiymiş damgasını vurdu,kesinlikle hiç hoş değil,en azından ortamın yumuşaması için vesile oldu. Barışçıl Gezi Parkı direnişini ICF Superblog olarak gönülden destekliyoruz,ki olması gereken bu çevreyi ve yeşili seven herkes parkına sahip çıkmalı. Ancak sağduyu istiyoruz. Provokatörlerin oyunlarına gelinmesin. Daha fazla kan dökülmeden bu iş tatlıya bağlansın. Ancak siyasi güçlerin halkı karşı karşıya getiren bu konudaki uzlaşmaz tutumu maalesef akıllara kazınacak.
Demetria Devonne Lovato !
Son olarak ise,söz verdiğim gibi bizim Demi'den söz edeyim. Son zamanlarda yıldızı parlayan ABD'li Demi Lovato insana yaşam sevinci veren yaşının ötesindeki (20 yaşında,1992 doğumlu) ses yeteneğiyle gelecekte adından hayli söz ettirecek. O gerçek bir sanatçı. Asla diğer ünlüler kadar gösterişli ve şımarık bir karaktere sahip değil. Sesiyle ve bilek hakkıyla önplana çıkmayı seven harika bir şahıs... :)
Kendisini tanımam Disney Channel'daki "Sonny With A Chance" dizisindeki baş karakter Sonny Monroe rolüyle oldu. Egzantrik bir isim olduğunu söyleyim. Camp Rock (Rock Kampı,2 bölümdür) filmlerinde de oynadı. Jonas biraderlerle sağlam birer ekiptiler. Hatta flört O zamanlar elde avuçta gençlik dergilerinden takip eden bir avuç fangirl bilirdi.
Sanaldan yaşam hikayesini ve anektotlarını okuduğumda,bu projelerin ardından geçirdiği bilumum psikolojik ve sağlığını etkileyen çalkantılar nedeniyle hayatında bunalım bir dönem geçirdiği ve bu yüzden yaklaşık 1 senesini (2009-10 dönemiydi sanırım) hastanede tedavi görerek geçirdiği anlatılır. Allah'tan iyileşti. Ve klinikten çıkarken,çoğu kız olan hayranlarına verdiği mesaj onun şahsi sloganı oldu: "Güçlü Kal",namı diğer İngilizcesiyle "Stay Strong". Çok anlamlı bir şey. Pek çok hayranının kendisini bu şekilde örnek aldığını söyleyim. (Hatta ben bile) Durumu hk. ölümün eşiği gibi ciddi bir durum söz edilirken o,kendisine inandı ve 2'nci baharını yaşıyor. Bir sitede de,çocukluğunun da benzer ailevi ve toplumsal bir bunalımla geçirdiğini okudum. Hakikaten yaşadıkları kolay bir şey değil.
Ancak o çok güzel şarkı söylüyor. Çok çok güzel şarkı söyleyip beni ve dinleyicisini uçuruyor. Fangirller başka bir yazının konusu. Sanki "tek kişilik dev kadro",bir müzik grubu bile bu kadar iyi soundlarla müzik yapamaz. Sendrom tedavisinden önce en fazla fanlara ulaşan 2 albüm yapmış,onları hatmetmiş biri olarak konuşursam gayet de başarılı pop rock icra ediyor. 90 kuşağında ve Disney'ciler arasında en iyi şarkı söyleyen o kanımca. Sendrom tedavisi bitince müzikal kariyerine yoğunlaşmaya başlamış. 2011'de 3'ncü stüdyo albümü Unbroken'le ABD listelerinde ses getirdi. Albümden çıkan 2 kliplenen single,downtempo "Skyscraper" ve daha büyük bir ün kazandıran hightempo "Give Your Heart A Break" (GYHAB) ile liste başarıları elde etti. Özellikle 2012 kış döneminde Türkiye radyolarında sıkça yayınlanan GYHAB muhteşem bir parça oldu ve benim ona olan sempatimi yarattı. Takibime almaya başladım. Başarı basamaklarını tırmanan Lovato,onlarca ödüle layık görülür ve fangirller dışında genç yetişkinler ağırlıklı kendi hayran kitlesini yaratır. Biz bu fan kitlesi grubuna "Lovaticler" diyoruz ve bu güruhun içinde bulunmaktan büyük gurur duyuyorum. Ben GYHAB sayesinde Lovato dinlemeye başlayıp onu kollamaya çalışan bir Lovatic oldum. 2013 çalışmalarını da hesaba katarsak Şahsen de en iyi işidir GYHAB. Yaşam felsefesini anektotlarından incelediğimde benim yaşam felsefeme paralel bir felsefeye sahip olduğunu öğrenince daha da bir kendisine bağlandım. Kendi hayat hikayeme kıyasla daha böyle sendromsuz bir hayat geçirmemdi.
2013'e geldiğimizde,4'ncü stüdyo albümünü müjdeleyen eseri piyasaya çıktı 1.5 ay evvelden: "Heart Attack". Her duyduğumda beni kıpır kıpır ediyor,heyecanlandırıyor,gaza getiriyor. İddia ediyorum ki; Dünya Müzik tarihinde adeta bu eser tam bir çığırdır,geçiş noktasıdır bu eser. Elektronik müzikle pop rockun sentezi. Hatta dinlerken dikkatinizi çekecek bir ayrıntıyı vereyim: Arka fonda önceden bilgisayar ortamında hazırlanmış elektronik ritim geliyor,ve kız o ritmin üzerine şarkısını söyleyip çığlık atıyor. Toplam 5 tane beat var saydığım kadarıyla. Devam edersem;günümüzde elektronik müziğin gittikçe meydanı ele geçirdiği ortamda,bu tarz şarkılar gerçekten eski tip müzikten yeni tip müziğe geçiş noktası. Eski bitti yeni başlıyor gibi bir algı var,kesin doğru. Şarkının tek negatif yönü,absürt sözleri ve girişteki 11 saniyelik nakaratla başlayıp efektle biten exclipit. Ben olsam daha yaratıcı bir giriş bölümü yaratırdım ki insan meraklansın.
Şarkının kulağıma tanıdık gelen birkaç kelimelerinden çıkan analiz,muhtemelen şahsi deneyimlerinden yola çıkmak suretiyle ilişkilerden söz etmesi olmalı. Türkçe çevirisi size bir hayli tanıdık (!) gelecek "Heart Attack" ise en sonunda yaşadığı düşündüğü ve aktardığı şeylerin final noktasını sembolize etmek için kullandığı tabir olabilir. Tabii yanılıyor olabilirim,başka bir şeyi aktarıyor da olabilir.
Genelde şarkılarını ilişkiler ve duygular hisler üzerine kuran bir tiplemesi var ondan böyle bir analiz çıkardım.
Bu şarkı Nisan-Mayıs-Haziran dönemlerinde yankı uyandırdı ancak fazla devamının gelmediğini ve bir "internet fenomeni" olarak kaldığının da notunu düşeyim. Bunun nedeni ise TV'lerin fazla yer vermemesi,radyoların seyrek sıklıkta (bence böyle iyi,elit dinleyici dışına çıkıp apaçiler sahiplenmesin) çalması ve buna rağmen YT&Vevo'da 74 milyon hite sahip olması.
Uzun uzun H.Attack dedik,4'ncü albüm de piyasada 14 Mayıs itibariyle. Son zamanlarda çıkan en başarılı albüm kanımca bu. Kaliteli müzik ziyafeti için tüm albümü dinlemenizi şiddetle öneririm. Dinleyince sizleri farklı noktalara sürükleyen 13+1 şarkı içeriyor. Albümdeki favori parçam ise 8 numaralı track "Really Don't Care" :)
Ve ipucu: Müzikal anlamda Kelly Clarkson'un adeta birkaç yaş küçük versiyonunu canlandırıyor bi'de. Kelly Clarkson'u da severek dinleyen biri olarak beni mutlu etti. Resmen bağımlılık yaratıyor. :)
Bu kızın önü o kadar açık ki... ABD'nin müzikteki gurur tablosu,umarım başarıları daim olur. Her anında her ortamda (özellikle sosyal medyada) hayranlarından güç alan örnek bir şahsiyet,umarım piyasadan silinmez. Ve Türkiye'de de konser vermesini istediğimiz birisi,onu kısa zamanda Türkiye'de görmek isteriz... Ancak bu iş uzun bir süreç,çünkü bu aralar kendisini Amerika'nın ratingli yarışmalarından X Factor'ün jüriler takımında görev alıyor. Genç yaşında CV'sine "yetenek avcılığı" gibi bir işi ekleyen bu kızla gerçekten gurur duyuyorum. Duyumlarıma göre bu işte de iyiymiş.
Bir not daha benden: Röportajları ve sosyal medya paylaşımlarından yola çıkarak,en çok öne çıkan genç idollerin Ariana Grande (bir Nickelodeon yıldızı aynı zamanda başarılı bir şarkıcıdır) ve Cher Lloyd (Really Don't Care'yi birlikte yazdılar,şahsen başarılı bir genç kız) olduğunu anlatır. Aynı şekilde onlar da ondan memnun. Bir ara takım olduğu Jonas'larla halen arkadaşlık seviyesinde görüştüğünü de hatırlıyorum.
Kendisinin feci bir dövme (tattoo) merakı olduğunu da söyleyim ki hayatının kilometre taşlarını dövmelerine gizlediği anlatılır anektotlarında. Bileğindeki haç dövmesi görünenlerinin arasında benim en çok dikkatimi çeken şey. (aslında dövme sevmem)
Son olarak,yazıyı yazdığım gündüz babası Patrick'in Hakk'ın rahmetine kavuşma haberi Twitter semalarında yankılandı. Kendisine başsağlığı ve sabırlık diliyoruz,onun acısı herkesin acısıdır. Ben de duyunca aşırı şok oldum. Güçlü kal mesajlarıyla gün boyu destekledik biz Türk fanlar. Örnek bir sağduyu örneği,kendisini tanımayanlar hatta JB,1D ve türevi genç şarkıcıların fanları da onu destekledi.
Bu bölümün ve Yazımın kapanışını,ona haklı şöhretini kavuşturan şarkılarından son zamanlarda dikkat çeken ölümsüz eseri "Heart Attack" ile yapmak istiyorum. Dinleyin,gaza gelin. ;)
Güncel Spor Haberleri
Mert'ten Herkese Selamlar: Güçlü Kal
24 Haziran 2013 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder